Binlerce insan hastalığını öğrenmeden yaşıyor! İşte bulguları…
Türkiye’de 800 bin birey, çarpıntı, bayılma, halsizlik, bitkinlik ile kendisini gösteren aritminin kalp atışında kumpassızlık en yaygın cinsi olan atriyal fibrilasyon hastası. Ancak çok rakamda hasta, 60 yaş üzeri her 4 şahıstan birinde görülmesine karşın teşhis edilemeyen hastalığından habersiz yaşıyor. Bu da inme ve vefat tehlikesini artırıyor. Prof. Dr. İlyas Atar inmelerin yüzde 20’sine atriyal fibrilasyonun neden olduğunu, hastalığın vefat tehlikesini en az 2 kat artırdığını söyledi.
VEFAT TEHLİKESİNİ EN AZ 2 KAT ARTTIRIYOR
Türk Kardiyoloji Derneği Aritmi Çalışma Grubu Başkanı ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İlyas Atar, ülkemizde aritmi hastalıklarına sık tesadüfüldüğünü bunlar içerisinde de en çok atriyal fibrilasyon hastalığının görüldüğünü belirterek, konuştu:
“Türkiye’de asgari 800 bin, karamsar bir hipotez ile de 1 milyon 600 bin insanın atriyal fibrilasyon hastası olduğunu düşünüyoruz. Atriyal fibrilasyon tüm inmelerin yüzde 20’sinden mesul ve kalp yetmezliğinin en ehemmiyetli sebeplerinden bir tanesi. Vefat tehlikesini 2 kat çoğaldıran bir ritm bozukluğu. İlaç rehabilitasyonu ve ablasyon usulü denilen bir teknik ile rehabilitasyon edilebiliyor. Atriyal fibrilasyon ile pıhtı tehlikesinin çoğalması sebebiyle kan sulandırıcı ilaçlar ile pıhtıyı yasaklamaya çalışıyoruz. Ayrıca millet arasında yakma rehabilitasyonu olarak öğrenilen ablasyon rehabilitasyonu yapıyoruz.”
“ÜLKEMİZDE REHABİLİTASYONA ERİŞEN İNSAN SAYISI ÇOK DÜŞÜK”
Ülkemizde her sene takribî 70 bin insanın atriyal fibrilasyon tanısı aldığının hipotez edildiğini ve inme olaylarının yüzde 20’sinin atriyal fibrilasyon sebebiyle yaşandığını belirten Prof. Dr. Atar, “Bu gerçeğinde rehabilitasyon edilebilir bir hastalık. Almanya’da her sene 1 milyon 600 bin insan atriyal fibrilasyon için ablasyon rehabilitasyonu görürken bu sayı ülkemizde yüzde 2 etrafında. Totalde ülkemizde takribî 2 bin insanın ablasyon rehabilitasyonuna eriştiğini düşünüyoruz. Bu çok düşük bir sayı” dedi.
BULGULARI NELER?
Prof. Dr. Atar, 50 yaş üstündeki tüm hastaların hakimiyet emelli tetkik olmaları gerektiğini ifade etti ve hastalığın bulgularını şöyle sıraladı:
- Özellikle istirahat halindeyken sezilen çarpıntı
- Bayılma
- Halsizlik, bitkinlik
- Nefes darlığı
- Göğüs sızısı ve göğüste baskı hissi
- Kalp atımında kumpassızlık hissi
“60 YAŞIN ÜSTÜNDE 4 ŞAHISTAN 1’İNDE VAR”
Türk Kardiyoloji Derneği Aritmi Çalışma Grubu Azası Prof. Dr. Sabri Demircan ise aritminin kumpaslı kalp atışındaki bozulma olduğunu belirterek, “Aritmi kalp atışındaki rastgele bir bozulmadır. Çoğalması, düşmesi, sıradan kumpasın dışında bir ritm oluşması aritmidir. Aritmi bir yaşlılık hastalığıdır. Tehlike etmenleri de yaşla beraber çoğalır. Atriyal fibrilasyon gençlerde de olabilir, bazı şahısları hiç etkilemeyebilir, bazı bireyler acil servise sık sık müracaat etiyor olabilir. Değişik hasta profilleri var. Ancak atriyal fibrilasyon yaş ile çok ilgili bir hastalık. 60 yaşın üzerinde asgari yüzde 20 oranında başka bir deyişle 4 insandan birinde görülüyor” dedi.
“KALP DAMAR HASTALIKLARINDAN YÜZDE 90 ORANINDA KORUNMAK OLASI”
Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol ise nisan ayının ikinci haftasının Dünya Kalp Sıhhati Haftası olduğunu vurgulayarak, kalp damar hastalıklarından korunmanın olası olduğunu belirtti. Prof. Dr Erol, doğru bir hayat stili ile tehlike etkenlerinin yüzde 90 eksiltilebileceğini ifade ederek şunları söyledi:
“Cemiyetin bilinçlendirilmesi ve tehlike etkenlerinin eksiltilmesi kalp damar hastalıklarından korunmada oldukça ehemmiyetli. Kuruluş amacımız da mesleksel ve cemiyetsel eğitimi çoğaldırarak Türk toplumunun kalp damar sıhhatini gözetmek. Bu emelle bir hayli buluşma yapıyoruz. Bugünkü buluşmamız da aritmi çalışma grubumuzun yapmış olduğu bir buluşma. Son derece galibiyetli geçiyor. 600 etrafında katılımcımız var ve azalarımızın eğitim seviyesini çoğaldırmaya çalışıyoruz.”