Şiddetli baş sızılarınızın nedeni ‘Glokom’ olabilir!
Glokomun cemiyette görülme sıklığı günbegün çoğalış gösteriyor. Göz tansiyonu olarak da öğrenilen glokomun, özellikle 35-40 yaş sonrasında iyi takip edilmesi gerekiyor. Göz tansiyonunun yüksekliğiyle izleyen, zaman içerisinde göz asabı harabiyeti yaparak görme alanında daralma ve görme işlevi kaybına yol açan glokom tanısı konulur konulmaz rehabilitasyona başlanması gerekiyor. Doç. Dr. Abdullah Özkaya, “12 Mart Dünya Glokom Günü” kapsamında glokom ve rehabilitasyonu hakkında öğrenilmesi gerekenleri anlattı.
40 YAŞ SONRASI SENEDE BİR GÖZ TETKİKİ UMURSAMAMA EDİLMEMELİ
Glokom, yeni doğan bir bebekte dahi görülebilmekle beraber esas olarak 40 yaş ve üzeri grupta ortaya çıkar. Genellikle bulgu vermeden ilerleyen hastalıkta görme alanı kaybını hastanın kavraması oldukça efor olur. Asimetrik biçimde büyüyen hastalık öncelikle tek bir gözün görme alanını tesirler. Öbür göz misyonunu yapmaya devam edeceği için hastanın glokomu erken evrede tutması oldukça efordur. Bu sebeple 40 yaş üzeri senede bir kere kesinlikle göz tetkiki yaptırmalıdır. Çocuk yaş grubunda da görülen glokomun çok tipik belirtileri olur. Bunlar; göz yaşarması, kızarıklık ve gözün azıcık gelişmesidir. Erken yarıyılda görülen belirtiler çok apaçık olduğu için göz tansiyonunu çocuklarda erken tespit etmek daha kolaydır.
GÖZ TANSİYONU 45 MMHG’NİN ÜZERİNDE ÇIKARSA…
Glokomun sarih açılı ve kapalı açılı olarak iki cinsi vardır. Kapalı açılı glokom daha çok hipermetrop hastalarda görülür. Bu hasta grubunda göz miniktir ve gözün ön kısmında darlık olması kapalı açılı glokoma yol açabilir. Hasta bazen karanlıkta ışıkların çevresinde hareler görme, tazyik stilinde sızı gibi şikayetleri olduğunu dile getirebilir. Glokom şikayetleri özellikle göz tansiyonu 21 mmHg ve üzerine çıktığında aşikarlaşır. 40-50 mmHg seviyelerine erişmediği sürece sızı gibi şikayetlere yol açmaz ancak 30-35 mmHg gibi seviyeler de oldukça yüksektir. Şayet 45-50 mmHg’nin üstüne çıkarsa gözde kızarıklık, sulanma ve hangi tarafta yüksekse o tarafta yarım baş sızısı biçiminde şiddetli baş sızısı yapar.
TANIDA GÖZ TANSİYONUNUN YÜKSEK ÇIKMASI YETERLİ DEĞİL
Göz tansiyonu çoğunlukla aynı seviyelerde izler ama gün içinde bir ritmi vardır. Sabah ölçersiniz değişik, akşam ölçersiniz değişik neticeler gelebilir. Glokom hastası olan bir bireyde göz tansiyonu çoğunlukça 21 mmHg’nin üzerindedir. Bunun üzerine hastanın göz asapları hakimiyet edilir zira glokoma bağlı çukurlaşma gibi farklılıklar olur. Çukurlaşma tespit edilen hastalarda göz tansiyonu olağansa dahi araştırılmalıdır. Üstelik göz tansiyonu hastalarında yalnızca göz tansiyonun yüksek olması kesin tanı için yeterli değildir. Optik koherens tomografi testiyle göz asabında zayıflama olup olmadığı ve görme alanı testi ile görme alanı kaybı olup olmadığı da kesinlikle hakimiyet edilmelidir.
İLK ADIMDA DAMLA REHABİLİTASYONU UYGULANIYOR
Glokom rehabilitasyonu; ilaç rehabilitasyonları, lazer rehabilitasyonları ve cerrahi rehabilitasyonlar olmak üzere 3 gruba ufalar. Glokom, şeker hastalığı, damar tıkanıklığı, katarakt veya başka bir sebebe bağlı büyüyen bir cins ikincil glokom değilse -başka bir deyişle en sık glokom cinsi olan nedeni belirsiz primer glokom grubundansa- ilk rehabilitasyon alternatifi damla uygulaması olur. Aktif göz damlaları sayesinde çoğu hastanın göz tansiyonu damla rehabilitasyonuyla hakimiyet altına alınır. Rehabilitasyonda göz tansiyonunun göz asaplarına hasar vermeden düşürülmesi amaçlanır. Glokomun çok ilerlediği hasta grubunda ileri göz asabı harabiyeti olacağı için ilaç rehabilitasyonuna hiç başlamadan cerrahi de önerilebilir. Glokomun âmâlık yapan bir hastalık olduğu unutulmamalıdır. Rehabilitasyon umursanmaz ve aksatılırsa son düzeyinde ne yazık ki ışık kaybına kadar gidebilir. Bu sebeple özellikle 35-40 yaş sonrası kesinlikle kumpaslı ölçüm yaptırılmalıdır.
GLOKOMA ÖZEL BESLENME
Glokom hastalığında bazı vitamin gruplarının hastalığa pozitif katkı sağladığı ortaya konulmuştur. Asap dokusu işlevlerini gözeten B1 vitamini Tiamin ve B3 vitamini niasin bunların başında kazanç. B9 vitamini olarak adlandırılan folik asit de hücresel tepkinlerde ve tüm asap sistemi işlevlerinde oldukça tesirlidir. Bu sebeple özellikle B12 vitaminiyle birlikte folik asit kullanımının glokomda gözetici tesirinin olduğu düşünülmektedir. Glokom rehabilitasyonunu pozitif destekleyen vitaminlerden bir değişiği sebze ve meyvelerde bol ölçüde bulunan C vitaminidir. Antioksidan özelliği sebebiyle görme asabını gözetmekte ve göz tansiyonu hastalarında tansiyonu düşürdüğü söylenmektedir. D vitamini ise göz içi akışkanının üretimini-dışa akımını etkileyerek göz tansiyonunu düşürür ve göze olan kan akımını artırarak görme asabını zarara karşı gözetir.