Ağız Kokusunun Sebebi Bakın Neymiş
Aseton benzeri ağız kokusunun diyabet habercisi olabileceğini söyleyen Periodontoloji Uzmanı Dr.Öğr. Üyesi Begüm Alkan, “Diyabetin ağız içi belirtilerinden özellikle en önemlileri dişte sallantı, diş etinde kanama, şişme, apse, iltihap akması ve aseton benzeri ağız kokusudur” diyerek konu hakkında önemli bilgiler verdi
Diyabet tipik olarak gözlere, sinirlere, böbreklere ve kalbe zarar vermekle ilişkilendirilirken 20 yılı aşkın süredir, diş eti enfeksiyonlarının da kontrolsüz diyabetin bulgusu olduğuna dair sayısız klinik çalışma ve vaka yayımlanmıştır.
Diyabetin ağız içi belirtilerinden özellikle en önemlileri dişte sallantı, diş etinde kanama, şişme, apse, iltihap akması ve ağız kokusudur.
Özellikle belirtmek gerekirse diyabete özgü bir ağız kokusu vardır. Diyabette, kanda şeker miktarı yüksektir. Bunun nedeni, şekerin hücre içerisine girememesi ve kan dolaşımında kalmasıdır.
Bu durumda hücreler, özellikle beyin dokusu, enerji üretmek için ‘keton’ denilen bileşikleri kullanır. İlaç biliminde benzer kökenden gelen maddelerin isimlerinin son hecesi aynıdır. Bu nedenle profesyonel bir diş hekimi kontrolsüz diyabet hastasının ‘aseton’ benzeri ağız kokusuna hazırlıklı olmalıdır.
Açıkçası, böyle hastaları doğru yönlendirmek için ağız belirtilerinden fazlası gerekir. Bu da hastanın tıbbi geçmişini ve günlük yaşantısını anlamaya yönelik doğru soruları sormaktır.
Diş eti tedavisiyle insülin ihtiyacı azalabilir
Diyabet kontrol edilmezse, kan dolaşımı bozulur, bağışıklık sistemi zayıflar ve vücut mikroplara karşı daha savunmasız hale gelir. Ağız ve diş eti tedavilerinin sonuçları olumsuz etkilenir, iyileşme kalitesi düşer.
Diş eti enfeksiyonu varlığında ağızda bulunan mikroplar da kan dolaşımına girip, var olan hastalıkların belirtilerini daha da kötüleştirme potansiyeline sahiptir.
Amerikan Diş Hekimleri Birliği, diyabet hastalarında diş eti tedavisi sonrası, insülin ihtiyacının azaldığını ve kan şekeri kontrolünün daha iyi olduğunu bildirmiştir.
Ağız kokusu ve diş eti iltihabı şikayetiniz varsa bunu iyileştirmek için atacağınız ilk adım, mutlaka bir diş eti hastalıkları uzmanına (periodontolog) görünmektir.
Kişiye özel tedavi planı çıkarılmalı, ağızdaki tüm enfeksiyon odakları yok edilmeli ve şüpheli bir durumda diş hekimleri sizi beraber takip edebileceği bir tıp doktorlarına yönlendirmelidir.
Bu süreç içerisinde asla atlamamanız gereken şeyin diş ile diş etlerinizi günde iki kez fırçalamak, diş aralarını ara yüz fırçası ve diş ipi kullanarak temizlemek, kötü kokulu bakteriler için en önemli üreme yeri olan dili süpürür tarzda fırçalamak olduğunu unutmayın.